• Gadara reklam
  • Eziç
  • Gönyeli
  • Sosyal güvenlik
  • oral güvenlik
  • oral güvenlik
  • Girne belediyesi
  • Zorlu dijital
  • Visit nort cyprus
  • 3hd
GÜNCEL Haber Girişi : 22 Ağustos 2021 16:30

Alper Türkoğlu bilinmeyen gerçekleri aktardı

Alper Türkoğlu bilinmeyen gerçekleri aktardı
Tüm işlenmişliklerini bir konuta yatıran bu 105 kişi ne olacak? Dönemin hükümeti UBP ve DP dir. Kararın altına imza atan bakanların 4 ü hala bakandır biri de Başbakandır.

Bir garip Made in KKTC olayı !!

scala

    Günlerdir kamuoyunda basında tartışılan bir konu var Girne de  yapılmak istenen Güven Yapı Koop Ltd’ e  ait 105 adetlik konut projesi.

Öncelikle olaya şöyle bir geçmişten günümüze bakmak lazım. 
Bilindiği üzere 1974 ten sonra iki bölgeli bir Kıbrıs oluştu ve bu iki bölge arasında nüfus mübadelesi yapıldı. 
Bu mübadele neticesinde kuzeyde köyler ve kasabaların bir kısmı boş kaldı çünkü gelen Türk nüfusu giden Rum nüfusundan azdı. Boş kalan köyleri doldurmak için Türkiye den tarım iş gücü adı altında adaya nüfus aktarımı oldu ve bu insanlara güneye giden Rumların bıraktığı araziler verildi. Güneyden gelen Türklerede verildi bu arazilerden.
1974 te Bir savaş verilmiş ve Kıbrısın kuzeyi yeniden fetih edilmişti dolayısı ile bu topraklar artık Türk toprağı idi !! 
       Verilen mücadele ve Rum saldırılarında şehit olan insanların çocuklarına da “şehit çocuğu “ arsası adı altında da verildi. (Lefkoşa ve Girne de) 
       - Üniversite kurmak isteyene de verildi. 
       - Otel yapmak isteyenede verildi.
       - Yatırım yapmak isteyenede verildi.
       - Sosyal konut yapılmak amacıyla da verildi. 
       - Gece kulübü yatırımı yapmak isteyenede verildi. 
        - Birçok köyde kırsal kesim arsası adı altında da vatandaşa verildi.
        - Mandıra yapmak içinde verildi.
        - Sanayi arsası olarak da verildi.
        - sahiller hatrı sayılır kişilere veridi.
        - Rumdan kalan Oteller yandaş sendikalara verildi.
        - Eş dosta alda ilerde lazım olur dursun kenarda dendi veridi, verildi de verildi...Buraya kadar her şey bildiğimiz gibi. 

Peki Bu 105 kişiye kooperatif adı altında verilince neden papara koptu ?  Hani de Kooperatif kurmak teşvik edilmeliydi ne oldu ? 
  Peki bu Güven Yapı Kooperatifi nereden çıktı ? Bundan yaklaşık 4 yıl önce Güv.K.K.lığında görev yapan Subay,Astsubay,Memur ve İşçilerce konut edinmek maksadı ile bir kooperatif kurulmasına karar verildi. ( geçmiştede örneği var ) Bilindiği üzere Askerde Komutanlığın izni olmadan personelin herhangi bir faaliyet içinde bulunması yasaktır. Bu nedenle komutanlığa müracat edilmiş ve Komutanlık mesai merhumu gözetmeksizin kamuda çalışan bir memurun ayda yaptığı mesaiyi 10 -15 günde yapan personelinin moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için bu talebe olumlu  yaklaşmıştır.  
      Gkk personeline konut yapmak için komutanlığa tahsisli Girnede en müsait yer olan malum araziyi vermeyi uygun görmüştür. Bunun üzerine kooperatif kurulmuş ve arazinin kooperatife devri için gerekli yasal çalışmalar başlatılmıştır. 
     2017 yılında bakanlar kurulu kararı ile arazi Güven yapı kooperatifine 49 yıllığına kiralanmıştır. Dönemin hükümeti UBP ve DP dir. Kararın altına imza atan bakanların 4 ü hala bakandır biri de Başbakandır. Yine aynı kişiler kiralama kararının iptal edilmesi için imza atmışlardır.  Yani kendi imzaladıkları kararı 4 yıl sonra yasal olmadığı gerekçesi ile iptal etmişlerdir. 
     Şimdi bakanlar kurulu kararına güvenerek 4 yıl boyunca tüm yasal işlemleri yapıp (arazi kirası,ÇED raporu, inşaat ruhsatı, açık ihale vs) tüm birikimlerini ortaya koyan bankalara borçlanan arabasını satan vs bu insanlar ne olacak ??
Bu insanların suçu nedir ? Yıllarca devletine sadakat ile hizmet etmeleri midir. 
Yıllarca bu araziler dağıtılırken sorun olmamıştı da şimdi burada hiçbir ticari amaç gütmeyen bu insanlar yaşayacakları bir konutları olmasını isteyince mi sorun oldu ? 
Peki bu insanların mağduriyetleri nasıl giderilecek ? Hali hazırda devlet eliyle mağdur edilmiş durumdalar. 
   Kararların alınma tarihine bakılınca konunun çevre örgütlerinin ayaklanması ile bir ilgisinin olmadığı aksine bu örgütlerin bilinçli olarak kamuoyu oluşturmak için kullanıldığı ortadadır. 
  
Öyle görünüyor ki KKTC yine yasaların halkın ve haklının  değil iktidara yakın kişilerin eş dost akrabanın egemen olduğu yönetim yapısından kurtulamamıştır.