KTAMS Başkanı Güven Bengihan, Gazimağusa Gelir ve Vergi Dairesi önünde diğer sendika başkanlarıyla birlikte yaptığı açıklamada, bugün “yok oluşa ve yoksullaşmaya hayır” grev ve eylemlerinden birini daha gerçekleştirdiklerini belirterek, greve Sendikal Platform ile Platform dışındaki bazı örgütlerin de destek verdiğini ifade etti.
Bengihan, hükümetin “insafsızca zamları” karşısında halkın her geçen gün yok oluşa ve yoksullaşmaya doğru gitmekte olduğunu, sendikaların bu bağlamda Başbakan ile görüşerek taleplerle birlikte kaynak ve tasarruf önerilerinde bulunduklarını, hükümetin vereceği cevabı büyük bir merak ve ilgiyle beklediklerini kaydetti.
Başbakan Faiz Sucuoğlu’na ilettikleri taleplerden söz eden Bengihan, bu taleplerden birinin; ülkede yaşanan enflasyonist baskıda ayakta kalabilmenin birkaç unsurundan biri olarak gördükleri hayat pahalılığı ödeneğinin tüm çalışanlara verilmesi olduğunu söyledi.
Bengihan, “Bununla birlikte kesin çözüm; double (çifte) muhasebe sistemine geçilmesiyle bu yapıdan (enflasyonist yapı) kurtulmamızdır” dedi.
İstatistik Kurumu’nun açıklamasına göre yıllık enflasyonun yüzde 83, 3 aylık enflasyonun ise yüzde 27.73 olduğuna işaret eden Bengihan, “Bu enflasyonist yapıda double muhasebe sistemine geçmezsek bu enflasyon altında ezileceğiz.” dedi.
Bugün Gelir ve Vergi Dairesi ile Araç Kayıt Birimi’nde grev yapmalarının nedeninin, dikkat çekmek olduğunu söyleyen Bengihan, “Bu ülkede eğer vergi toplama konusunda hükümet üzerine düşeni yapsa, bu ülkenin ne açığı çıkar ne de kaynak noktasında sıkıntı yaşar” ifadelerini kullandı.
Tapu devirleriyle ilgili sözleşmesi tamamlanan 94 bin devir teslimin beklediğini söyleyen Bengihan, gerçekleşmeyen devirler nedeniyle devletin ciddi gelir kaybına uğradığını ifade etti.
Bengihan, “Bu hükümette irade ve cesaret olsa, bu ülkede vergi toplama konsunda sıkıntı oluşmazdı.”dedi.
Casinolar ve sanal betlerden gerçek gelir üzerinden vergi toplanmadığını ileri süren Bengihan, bu casinoların büyük bir kısmının imtiyaz vergilerini dahi ödemediğini söyledi.
Ülkede Kurumlar Vergisi ödemeyen üniversite patronları olduğunu iddia eden Bengihan, “Teşviklerden muafiyet aldığı için inşaat ruhsatı muafiyeti, elektrik kilovat saat başına muafiyet alanlar var… Ve bunlar üniversite patronları ve otel patronlarıdır. Bu ülkenin kaymağını yiyen kesimlerdir. Maalesef bu ülkede bir kuruş kurumlar vergisi ödemiyor teşvik adı altında bu isimler… İşin ilginç yanı devlet açığını borçlanarak karşılıyor ve bu borçlanmalarını da maalesef bu teşvik verdiği patronlar banka kurdu ve devleti borçlandırıyor. Düşünün ki teşviklerden bu patronlar devletten daha zengin oldu bir kuruş vergi ödemezler. Devlet şimdi ondan borçlanır. Böyle bir memleket, biz bundan rahatsız” dedi.
Servet Vergisi
Adil ve servet vergisi adı altında bir düzenleme talep ettiklerini söyleyen Bengihan, ultra zengin olanların Forbes dergisinde dünya zenginler listesine girenlerin ülkede vergi ödemediğini, sıkıntının bu olduğunu söyledi.
“Bu ülkede kendi ayaklarımız üstünde durabilecek kaynak toplama yönünde irade ve cesaret gösterseler bizim kimseye ihtiyacımız yoktur” diyen Bengihan, araç satışlarında bazı kötü niyetli galerilerin satışını yaptıkları araçların değerini gerçek değerin yüzde 30-40 altında göstererek vergi kaçırdıklarını iddia etti.
Kamuda, bazı bakanlıklarda yapılan atama ve istihdamları eleştiren Bengihan, “Ondan sonra da kaynak yok… Kaynak vardır da siz bu kaynakları kendi partililerinize, yandaşlarınıza saklıyorsunuz Bu halkın, gerçekten ezilen ve sömürülen kesimlere, özellikle asgari ücretliye, özel sektöre destek vermiyorsunuz” dedi.
“Süpermarketlere sigorta destek primi olur mu, nerede görüldü?” diye soran Bengihan, İşverenler Sendikası’nın KTAMS’ın 7 bin 149 TL olarak açıkladığı açlık sınırına “şişirdiler” demesine tepki gösterdi
Bilimsel veriler ışığında ülkedeki ekonomik koşuları ve yapıyı ortaya koyarak açıklama yaptıklarını söyleyen Bengihan, şu an asgari ücretle açlık sınırı arasında 1059 TL fark olduğunu söyledi.
Halkın beklentisinin temel tüketim maddelerinde indirime gidilmesi olduğunu söyleyen Bengihan, tüp gaza 30 TL zam yapıldığını, ete, süte, tavuğa, ekmeğe yine zam yapıldığını belirtti. Bengihan, “Biz halkın alım gücü geriledi diyoruz, onlar yine zam yapıyorlar” dedi.
Bengihan, “Bizim boş konuşmalara karnımız tok, icraat bekliyoruz. Eylemlerimiz ve grevlerimiz de yok oluşa ve yoksullaşmaya karşı devam edecek” dedi.
Atan
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan da, ülkenin enkaz halinde olduğunu, herkesin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ancak, hükümet edenlerin hâlâ uykuya devam ettiğini söyledi.
Ülkeyi yönetenlerin duyarsız olduğunu ileri süren Atan, bunun da bedelini ödeyeceklerini belirtti.
“Bu ülkeyi ya yönetecekler ya da biz yöneteceğiz mantığıyla hareket edeceğiz” diyen Atan, sermayenin yüceldiğini, halkın ezildiğini, orta direk diye bir kesimin kalmadığını ifade etti.
Ülkeyi yönetenlerin halkı için, sömürülen emekçi için var olması gerektiğini belirten Atan, “Sermaye ile birlikte olacaklarsa o koltukta oturmayacaklar. O koltuk kendilerine bol geliyor” dedi.
Ülkeyi yönetenler doğru yaptıklarında yanlarında; yanlış yaptıklarında karşılarında olacaklarını söyleyen Atan, Başbakan’a seslenerek, istifanın da bir erdem olduğunu kaydetti.
Atan eylemde, elinde bir hortumla boş bir tüp gazın üzerine oturun vatandaşı da göstererek, “Bu vatandaşımız bu gazı nasıl dolduracak? Üfleyerek… Bunu herkes görsün, hükümet edenler de görsün” dedi.
Özüşen
Mağusa Türk Genel İş Sendikası Başkanı Doğan Özüşen de söz alarak geçen haftadan beri eylemde olduklarını, acı bir gerçek olarak Gazimağusa Belediyesi’nde günü kurtarmak için sadece borçlanma seçeneği kaldığını, yasa dışı olarak uzun vadeli borçlanmaya gidildiğini belirtti.
Özüşen, “Bırakın gelecek olan belediye başkanını, bir sonraki belediye başkanı bile görmediği paranın taksidini ödemek zorunda kalacak” dedi.
Mağusa Belediyesi’nde 20 milyon borçlanma talep edildiğini, devletin 12 milyon TL’yi onayladığını kaydeden Özüşen, “Aslında bir kuruş bile ödeme gücümüz yok. Bu, sorunları bir ay daha öteleyecek. Maalesef sürdürülebilir yapı olmadığı için gelecek ay biz yine yollarda olacağız” diye konuştu.
Özüşen, yaşananlar ortadayken, belediyelerin idari ve ekonomik yapıları konusunda düzenleme yapılmadan belediyeler reformuna gidilmesinin yanlış olduğu görüşünü de ifade etti.