Peki sonu ne olacak söyleyeyim mi; ileride bu olay unutulunca sessiz sedasız haklarındaki dava geri çekilecek ve konu kapanacak.
Tüm gazetecileri hemen hemen ortak noktada birleştirdi yenidoğan ünitesi skandalı olayı.
"Hiçbir yetkiliye soruşturma açılmadı ve istifa etmesi gereken bakan istifa etmedi" dedi tüm gazeteciler ortak bir dille...
Dünkü duruşmada, hemşirelerin avukatı doktor isimlerini de vererek, "Mihrimahın hayati tehlikesi yoktu. Doktor O. A. basıncı ayarladı, Dr. S. O. cihaza bağladı, bebeğin ciğeri yırtıldı" dedi.
Yaklaşık iki haftadır tutuklu bulunan zanlılardan alkollü mamayı hazırlayan hemşire M. A. ile bebekleri besleyen hemşire A. D., tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme, diğer zanlılar da dikkatsizlik ve ihmalkarlık suçlarından duruşmaya çıkarıldı.
Polis, yaşamını yitiren bebeğin ek otopsi raporunun beklendiğini, Türkiye Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor ışığında zanlılar aleyhine getirilen suçlamaların değişebileceğini kaydetti. Mahkemeyi takip eden gazeteci arkadaşların haberlerinden öğreniyoruz.
Polis, hemşire A. D.ile M. A.'nın bebeğin ölümünde ihmali olduklarına dair ciddi şüpheler olduğunu ifade ederek, haklarında tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme davası okundu.
Polis ayrıca tüm zanlıların açığa alınarak aleyhlerinde disiplin soruşturması başlatıldığını da ekledi.
Hemşire avukatı ise, hemşirelerin doktorun yanlış işlem yaptığına tanık olduğunu savunarak, “Doktor müdahalesi öncesi çocuğun ciğer filmleri mevcut, doktor müdahalesinden sonra ciğerlerinde yırtılma oldu” dedi.
Bu iddialar üzerine soruşturma içinde soruşturma açılması gerektiği düşünülürken, Yargıç, Savcı ve Polis, bu vahim iddiaları sadece dinledi.
Yani anlayacağımız şudur ki, etil alkolü veren, ölüme sebebiyet vermekten suçlu; fakat fazla basınç vererek ciğerleri patlatıp öldürenler; o binada yaşananları polisten gizleyenler, rutin ani ve gayri tabii ölüm şeklinde polise bildirenler ise suçsuz, bizim adalet düzenimizde.
Sanmayın ki hemşireleri savunuyoruz ve suçsuz olduklarını ima ediyoruz. Yaptıkları görevin sorumluluğuyla böyle bir sorumsuzluk ve ihmalkarlıkta bulunmanın cezasını elbette ki çekmeliler. Ama öteki suçlularla hep birlikte yargılanmalıydılar.
Öldürülen bebek Mihrimah'ın annesini de mahkeme önünde ve bakanlık önündeki eylemde fönlenmiş saçlarıyla gördük ya... Ama biz yalnız o masum bebeğin hesabının değil, ülkemizin yok olmaya yüz tutmuş adalet düzeninin peşindeyiz.
Peki sonu ne olacak söyleyeyim mi, ileride bu olay unutulunca sessiz sedasız hemşirelerin haklarındaki dava da geri çekilecek ve bu konu kapanacak.
09.11.2024 12:16:30