“Bu iş birliği istenen noktaya gelirse bir anlaşma için tekrar masaya oturma gündeme gelebilir. Aksi takdirde ne yapılırsa yapılsın kısır döngü devam edecektir. Kapalı Maraş olayı da bu bağlamda ele alınmalıdır” diyen Eroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Esasen kapalı Maraş, Birleşmiş Milletler’in yanlış kararları ve Rum tarafının Güven Yaratıcı Önlemler paketleri içine girmesi öngörülen Maraş’ın bu bölümüne karşılık akla mantığa sığmayacak taleplerde bulunması yüzünden bir hayalet kent haline gelmiştir.
Benden önceki iki Cumhurbaşkanı gibi, 2010-2015 yılları arasındaki Cumhurbaşkanlığı görev sürem içinde Maraş’ın açılması üzerinde ben de çok durdum.
Biz, hep kapalı Maraş’a karşılık bize uygulanan hava, deniz ulaşımı ve spor ambargolarının kaldırılmasını istedik ama Rum tarafı da hep reddetti.
Gelinen aşamada, artık iki devletli çözüm sürecine geçtiğimize göre Rum tarafının takındığı olumsuz tutumlar da dikkate alınarak hükümetimizin kapalı Maraş’ın açılmasında yeni bir adım atarak kentin yüzde 3 buçukluk bir bölümünü askeri bölge olmaktan çıkarması doğru ve olumlu bir karardır.”
“KKTC VE TÜRKİYE MARAŞ KONUSUNDA HAKLI”
Yapılması gerekenin Maraş’ın kapalı bölümünün AİHM kararları dikkate alınarak, KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu marifeti ile aşama aşama hayalet kent olmaktan çıkarılarak, insanlığın ve turizmin hizmetine sunulması olduğuna dikkat çeken Eroğlu, KKTC ve Türkiye’nin Maraş konusunda haklı olduğunu vurguladı.
Eroğlu, “Çıkılan yolda kararlılıkla yürünmeli sırf muhalefet olsun diye konuşanlarla, hâlâ federasyon hayaliyle Maraş’ın hayalet kent olmaya devam etmesini savunanların söyledikleri kapalı Maraş’ın açılması için atılacak adımları olumsuz yönde etkilememelidir” dedi.