“Diabetes Mellitus(DM), dünyada çok sık görülen ve ciddi komplikasyonları olan bir sağlık sorunudur. DM insülin eksikliği ya da insülinin etkisindeki defisitler nedeniyle vücudun karbonhidrat, yağ ve proteinlerden yararlanamadığı ve sürekli tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır” diyen Özay, diyabetin tedavisinde ilaç tedavisi ile birlikte beslenme ve egzersiz tedavisinin de önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekti. Özay, “Özellikle tip 2 DM hastalarında fiziksel aktivitenin arttırılması ve düzenli egzersiz yapılması, glikozun hücreler tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şeker düzeyini düşürücü bir etki yapar” diyerek, düzenli egzersizin ayrıca, kilo kontrolünü, kasların kuvvetlenmesini ve kan yağları düzeyinin normal sınırlarda olmasını sağladığını ve ayrıca kalp damar sistemini de olumlu etkileyerek hipertansiyon, kalp krizi, bacaklarda dolaşım bozukluğu gibi kalp damar hastalıklarını da azalttığını belirtti.
Diyabet hastaları haftada en az 3 gün yürüyüş yapmalı
Özay açıklamasının devamında “Diyabet hastaları için en uygun aerobik egzersiz, yürüyüştür. Fakat bu yürüyüş vitrin seyreder tarzda yavaş değil, kalbin atım hızını arttıracak şekilde ritmik ve uygun hızda olmalıdır. Süre 20 dakika ile başlayıp bir saate kadar uzatılmalı, haftada en az 3 gün yapılmalıdır. Egzersiz yoğunluğu maksimum kalp hızının %50-%75’i şiddetinde olmalıdır. Doğru tempoda egzersiz yapan birey nefes nefese kalmadan konuşabilmeli ancak solunum temposu şarkı söylemeye yetmemelidir. Ayrıca haftada iki gün serbest ağırlıklar, elastik bantlar ile dirençli egzersizlerde programa eklenip kişinin kas kuvveti korunmalı veya arttırılmalıdır” diyerek, aerobik egzersizlerden önce ve sonra germe egzersizleri ile kasların elastikiyetinin korunması gerektiğine ve tüm bu egzersiz programı için bir fizyoterapiste danışılmasını belirtti.
Diyabetli bireyler egzersize başlamadan önce glikoz düzeyine bakmalı
Diyabetli bireyin egzersiz sırasında dikkat etmesi gereken bir takım kurallar olduğunu söyleyen Özay sözlerine şöyle devam etti; “Egzersize başlamadan önce glikoz düzeyine bakılmalı ve 100-250 mg/dl aralığında olması sağlanmalıdır. Egzersizden iki saat önce diyetisyeninizin önerdiği glisemik indeksi düşük karbonhidrat alınmalıdır. Dehidratasyonu önlemek için egzersiz sırasında sıvı alımına dikkat edilmelidir. Geç başlangıçlı hipoglisemi riskinden korunmak için egzersiz sonrası karaciğer ve glikojen depoları ilk birkaç saat içinde doldurulmalıdır. Eğer egzersiz sırasında terleme, baş dönmesi, çarpıntı, halsizlik belirtileri varsa hipoglisemiden şüphelenerek egzersize ara verilmeli ve diyetisyeninizin önerdiği miktarda karbonhidrat alınmalıdır. Sıcakta egzersiz yapmaktan kaçınmalı ve tek başına egzersiz tercih edilmemelidir.”
Özay son olarak “Tüm bunlara dikkat edilerek yapılan egzersiz, diyabetli bireylerin yaşam kalitesini arttıracak ve diyabetin neden olduğu komplikasyonlardan bireyi koruyacaktır. Bu nedenle egzersiz diyabetli hastaların tedavisinde mutlaka yer almalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.