Son nokta...
Güzelyurt’ta narenciye kesim işçileri olarak KKTC'ye gelen yaklaşık 600 kişinin durumu, yatay geçişle başka iş kollarına yönlendirilerek çözüldü.
Ben öz konuşur, son konuşurum.
Eskiden, Anadolu’dan gelen insanlarımız da aynı yerlerde kalırdı. Ancak bu binaların çoğu kaçak. Polemiğe girmeden belirtmek isterim ki, birçok işçi evinin durumu içler acısı. Fakat genelleme yapmamak gerek; işçisine ve emekçisine değer veren fabrikaların yatı evleri de mevcut.
Başta Sağlık ve Çalışma Bakanlığı olmak üzere, ilgili kurumlar bir sonraki dönemde daha titiz davranmalıdır. Dışarıdan üçüncü ülke işçi getirilmesi ivedilikle askıya alınmalıdır. Hatta, mevcut tüm işçilerin nerede çalıştığı ve hangi iş yerinde olduğu detaylı bir şekilde araştırılmalı. Yeni işçi getirme süreci acilen durdurulmalı, bu konuda boş laf edilmemelidir.
Ben ilk günden beri bu konuya yapıcı eleştirilerle yaklaştım.
Neden mi?
İşimize gelince mavi boncuk dağıtıp, iş bitince değersiz görmemek için!
Üretici hasat yaptı mı?
Evet.
Bahçelerdeki az ürün, geçen yıla göre değerlendirildi mi?
Evet.
Ürünlerin ödemesi yapıldı mı?
Kısmen.
Peki, yeni sezona hazırlık yapıldı mı?
Hayır.
Öyle ya da böyle, bu sezon geçti.
Artan enflasyon, Türkiye’den gelen işçilerin KKTC’deki refah seviyesini düşürdü. Eskiden, dönemsel çalışan işçiler ülkelerine döndüklerinde idare edebilecekleri bir kazanç elde ederlerdi. Ne yazık ki KKTC’de artan enflasyon bu durumu baltaladı. Ucuz işçi ve sermaye amacıyla dışarıdan işçi getirme yolu açıldı. Bu sömürüye yıllarca tüm batı bölgesi seyirci kaldı.
Küçük çocukların bahçelerde ağır yük taşımasını dört yıl boyunca konuştum. Bostancı’da kalan işçileri defalarca haber yaptım. Çoğu işçi getiren kişiyle ciddi kavgalar ettim. Hatta birçok insanımız fabrikalarda iş kazalarında hayatını kaybetti. Bu haberlerimizde var, girin bakın!
Sonuç olarak, Anadolu insanımızı sömürdükten sonra sıra üçüncü ülkelere geldi. Daha önce de söyledim; narenciye kesimi için getirilen bu kişilerin iş bitiminde tüm hakları verilerek, KKTC devleti aracılığıyla ülkelerine gönderilmesi gerektiğini defalarca belirttim.
Yarın bu işçiler bir inşaatta, otelde ya da belediyede çalışırsa ve bir şey olursa ne olacak? Ya da bir kazayla hayatlarını kaybederlerse, kaçak duruma düşerlerse ne olacak?
600 kişi...
Bu sayı, KKTC polisinin ve toplumun omuzlarına ek bir yük olur. İnsanlık dışı koşullara fırsat verecek bir kapı açılmış olur.
Bu yüzden, belediyeye büyük sorumluluk düşer.
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Tarım Bakanı, Çalışma Bakanı Sadık Gardiyanoğlu ve Başbakan Ünal Üstel’e büyük sorumluluk düşer.
İşçi getirme süreci acilen durdurulmalı...
Bu acenteler kontrol altına alınmalı...
Mali polise ve topluma da büyük görev düşmektedir.
Kısacası, bu işin samimiyetle çözülmesi gerekmektedir!
Turgut Ergel
Gadara Medya Genel Yayın Yönetmeni
06.09.2024 15:30:48