Adıyaman’da 31 turist rehberi ve KKTC’li ortaokul voleybol takımı kafilesinden 25’i çocuk 35 kişi ile onlarca insan kişinin enkaz altında kaldığı İsias Otel’e ilişkin soruşturmada, otelin sahibi Ahmet Bozkurt’un avukatı, 24 Şubat’ta yaptığı başvuruda, şüphelilerin tutukluluğuna itiraz etti…
Adıyaman’da onlarca kişinin enkaz altında kaldığı İsias Otel’e ilişkin soruşturmada, otelin sahibi Ahmet Bozkurt’un avukatı, 24 Şubat’ta yaptığı başvuruda, şüphelilerin tutukluluğuna itiraz etti. Otel inşaatının ölümlü iş kazasından dolayı 2001’e kadar durdurulduğunun ortaya çıktığı itiraz dilekçesinde, otelin depremden değil yan binaların “domino etkisi” yaparak devrilmesinden ötürü, “çekiçleme etkisi” ile yıkıldığı iddia edildi.
Tutukluluk nedeniyle şirket işleri devam etmediği için ailenin mağdur olduğu öne sürülen dilekçede, otel sahiplerinin kefaletle salıverilmeleri talep edildi. Dilekçeye göre, dere çakılı kullanılan İsias Otel inşaatında tüm güvenlik önlemleri alındı, kaliteli malzeme ve nevür kullanıldı, kaçak kat ve kolon kesme yapılmadı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminde Adıyaman’daki İsias Hotel’inde konaklayan 31 turist rehberi ve KKTC’li ortaokul voleybol takımı kafilesinden 25’i çocuk 35 kişi ile onlarca insan kişi hayatını kaybetmişti.
OTEL İNŞAATI ÖLÜMLÜ İŞ KAZASINDAN DURMUŞ
DAÜ RAPORU “KOLONLAR NEVÜRSÜZ” DEDİ, AVUKAT AKSİNİ İDDİA ETTİ
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İnşaat Mühendisliği bölümünün hazırladığı 16 Şubat tarihli Adıyaman Grand Isias Otel Ön İnceleme Raporu’na göre, enkaz alanında yapılan incelemede kırılan iki kolon donatılarının nervürsüz olduğu ve bundan dolayı betonun kolaylıkla sıyrıldığı tespit edilmişti.
Ancak Bozkurt’un avukatı itiraz dilekçesinde, 1995’te başlayan inşaatta 2000’de çıkan deprem yönetmeliğinden de önce nervürlü demir (burgulu demirler) kullanıldığını iddia etti.
DERE ÇAKILI KULLANILAN İNŞAATTA KALİTELİ MALZEME KULLANILMIŞ
DAÜ raporunda, enkazda incelenen beton kalitesinin bariz şekilde düşük olduğu, ayrıca çakıl ve kum olarak dere çakılı ve kumu kullanıldığı da tespit edilmişti. Yine raporun tam tersine tüm güvenlik önemlerinin alındığı iddia edilen dilekçede ise, “Söz konusu yapıyı yaparken müvekkilimce hiçbir şekilde masraf kaçınılmadığı, tüm güvenlik önlemlerinin alındığı, deprem yönetmeliğinde belirtilen tedbirlerin üstünde önlemler alındığı, kaliteli malzeme kullanıldığı açıkça görülmektedir” denildi.
RAPORA RAĞMEN, “KAÇAK KAT VE KOLON KESME YOK” DENİLDİ
DAÜ raporunda, temeli ve kolonları beş kata göre tasarlanan inşaatta kat artırımı yapıldığı ve binanın en düşük depremlerde dahi yıkılacağı belirtilmişti. Ancak Belediye ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kayıtlarına göre, herhangi bir kaçak katın olmadığı iddia edilen dilekçede, “Dosyaya sunulan fotoğraflar, MOBESE kayıtları, Adıyaman Belediyesi’nden alınan ruhsat, yapı kullanma belgeleri, yapı denetim raporları, deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapılan inceleme ve raporlar incelendiğinde herhangi bir kolon kesme, kalitesiz malzeme kullanımı söz konusu değildir” ifadeleri kullanıldı.
“OTEL DEPREMDE YIKILMADI, YAN BİNALARIN BASKISINA DAYANAMADI”
Otelin herhangi bir şekilde deprem sırasında yıkılmadığı ve yan tarafta bulunan binaların otelin üzerine devrildiği için yıkım olduğu da öne sürüldü. Dilekçede, batı bitişik kısmında bulunan Sadık Gürsoy İş Merkezi, Halil Gürsoy İş Merkezi ile altında simit sarayının da olduğu iki apartmanın “domino etkisi” yaratarak otelin üzerine doğru yıkıldığı ve otelin bu baskıya dayanamayarak “çekiçleme etkisi” sebebiyle yıkıldığı iddia edildi.
İddiaya dayanak olarak deprem sırasında otelde olan bir valenin de tanık olacağı söylenirken, Bozkurt ve diğer tutuklu şirket ortaklarının herhangi bir kusur ve ihmallerinin olmadığı öne sürüldü.
“EFE BOZKURT ŞİRKETLE PEK İLGİLENMEZ, KENDİ İSTEKLERİYLE TESLİM OLDULAR”
Ahmet Bozkurt ile diğer şirket ortakları olan eşi ve çocuklarının kusurlu olmadığı ve suç işlemediği, 2019’da şirkette hisse sahibi olan Efe Bozkurt’un otel işleri ile pek ilgilenmediği, Mehmet Fatih Bozkurt’un ise her ne kadar şirkette hisse sahibi olarak görünse de otelin işletilmesi ve diğer hususlarla sadece Ahmet Bozkurt’un ilgilendiği öne sürüldü. Dilekçede, üç şüphelinin kendi istek ve iradeleriyle kolluk kuvvetlerine teslim olduğu iddia edildi.
“İŞLER DEVAM ETMİYOR, AİLE MAĞDUR, TUTUKLAMA HUKUKA AYKIRI”
Dilekçede ayrıca, Boztaşıt Motorlu Araçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin de yetkilisi olan Mehmet Fatih Bozkurt’un tutuklu olmasından dolayı şirket işlerinin devamı ve ailenin geçimi noktasında mağdur olunduğu, şirket çalışanlarının maaşları ile işlerin devamı noktasında sıkıntı yaşandığı ifade edildi.
AİHM içtihatlarına göre tutuklamanın en son tedbir olduğu öne sürülerek, adli kontrol kararı verilmeden verilen tutuklama kararının hukuka aykırılık teşkil ettiği iddia edildi.
TÜM DELİLLER TOPLANMIŞ: SOSYAL MEDYA BASKISIYLA TUTUKLANDILAR, HAKKANİYET YOK
Kaçma şüphesi bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve delilleri karartma şüphesi olmadığı öne sürülen dilekçede, şöyle denildi:
“Tüm deliller toplanmıştır. Siyasi saiklerle, sosyal medya baskısı ile verilen bu tutuklama kararı hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Şüphelilerin tutuklu kalması aşırı bir tedbirdir. Ölçülük ilkesine aykırıdır. Şüphelilerin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verilmesi, mahkeme aksi kanaat ve düşüncede ise adli kontrol hükümlerinin uygulanması veya belirlenecek nakdi kefalet karşılığında serbest bırakılmalarına karar verilmesi arz ve talep olunur.”
13.03.2023 14:27:57