Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) Antropoloji Laboratuvarı’na yaptığı ziyaretin tamamıyla insani bir konu olduğunu, görüşmelere zemin hazırladığına dair bir algı yaratılmasının doğru olmadığını kaydetti.
Tatar, bu ziyaretin diplomatik bir mesaj içermediğini, verilmek istenen mesajın; verilen kayıplara ve yaşanan acılara dikkat çekilmesi, kayıpların nerede olduğunu bilenlerin bilgileri paylaşması olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu bir insanlık meselesidir. O nedenle bu ziyareti yaptık. Bir görüşme süreci başlayacaksa bizim siyasal durumumuzda hiçbir değişiklik yoktur. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidi ve kabulü ile ancak bu süreç başlayabilir. Nitekim orada da Hristodulidis’e aynı şeyi söyledim” dedi.
KŞK Antropoloji Laboratuvarı’ndaki gözlemlerini de paylaşan Cumhurbaşkanı, orada çok sayıda Kıbrıslı Türk bilim insanı olduğuna da dikkat çekerek, çok meşakkatli ve önemli işler yaptıklarına ve dünyadan çok önemli laboratuvarla işbirliği içerisindeki çalışmalar yürüttüklerine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis ile Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) Antropoloji Laboratuvarı’na yaptığı ortak ziyarete ilişkin, BRT canlı yayınına katılarak değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
“Crans Montana’da bırakıldığı şekilde devam etme gibi hiçbir niyetimiz yoktur”
Tatar, yaptığı değerlendirmede, ara bölgedeki buluşmada görüşmelerin devamına ilişkin bazı fısıldaşmaların olduğunu belirterek, ancak bu görüşmelerin devamının halen daha Crans Montana’da bırakıldığı şekilde olması taleplerinin devam ettiğini söyledi, “Bizim Crans Montana’da bırakıldığı şekilde devam etme gibi hiçbir niyetimiz yoktur” ifadelerini kullandı.
Esas niyetin Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalamak olduğunu vurgulayan Tatar, “ayrı bir toplum olarak belki bir takım haklarımız olabilir ama o zaman içerisinde Avrupa Birliği’nde eriyip gider. Yunanistan’ın üye olup, Türkiye’nin olmadığı bir birlikte bizim için büyük sıkıntılar doğar. ‘0 asker 0 garanti’ dedikleri de odur” diye konuştu ve sürdürülebilir ve gerçekçi bir anlaşma için eşitlik temelinin altını çizdi.
“Hemen hemen yok olma noktasından, ciddi bir refaha eriştik”
Tatar, 20 Temmuz etkinlikleri kapsamında ülkeye gelen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “sahaya bakmak lazım” ifadelerine yer vererek, Kıbrıs Türk halkının 1960 yıllarından itibaren kendini yönetme tecrübesi olduğunu, Güney Kıbrıs’tan daha genç olduklarına yönelik söylemlerin doğru olmadığını kaydetti.
Çözüm bulunarak bir an önce ekonomik sıkıntıların bitmesi yönünde halk arasında söylemler olabileceğini ancak bu yaklaşımların gerçekçi olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı, ekonomik sıkıntıların elbette geçeceğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının yok olmak noktasından bugün ciddi bir refah seviyesine eriştiğini belirtti.
Kıbrıs dışında yaşayan çok sayıda vatandaşın da göz önünde bulundurulduğunda, Kıbrıs Türk halkını ayrı bir halk olarak kendi kendini yönetme hakkı ve kendi geleceğini tayin etme hakkı olduğunu yineleyen Tatar, Annan Planı’na “hayır” diyen diğer tarafın Avrupa Birliği’ne alınmasının Kıbrıs’taki en büyük talihsizlik olduğunu, ancak Rum tarafının AB’yi arkasına alarak yaptığı baskılarla bir yere gidemeyeceğini, çünkü mücahit ruhunun halen devam ettiğini kaydetti.
“Bu iş ‘inşallah’la olmaz”
Soru üzerine, Rum lider Hristodulidis’in görüşmelere ilişkin “inşallah” ifadesini kullanmasını da yorumlayan Tatar, “Bu iş ‘inşallah’la olmaz. Ben de diyorum ki egemen eşitliğimizin kabulüyle, inşallah bu süreç başlayabilir” dedi.
Kıbrıs Türkü’nün yanında, 1571 yılından itibaren garantör ülke ve bölgenin en büyük devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de her zaman bu işin içerisinde olduğunu hatırlatan Tatar, en doğru siyasetin beraber yürütülen siyaset olduğunun altını çizerek, mevcut siyasetin de Türkiye tarafından desteklendiğini ve bu saatten sonra geri dönüş olmayacağını kaydetti.
Tanınma noktasında yaşanan sıkıntıların yine Rum tarafının ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nde olmasından dolayı, oradaki yapıyı kendi lehlerine dönüştürmüş olmalarından kaynaklı olduğunu belirten Tatar, görüşmelerde de yaptıkları gibi, Avrupa Birliği’nin bugünkü ziyarete katılmak istediğini, ancak bir taraf olmasından dolayı kendilerinin kabul etmediklerini söyledi.
Eylül ayında New York’ta gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs’la ilgili bir takım diplomatik girişimler olduğuna yönelik iddiaları da yanıtlayan Tatar, kendilerinin böyle bir bilgisi olmadığını ancak her yıl olduğu gibi bu sene de Genel Kurul’a gidip çeşitli resmi ve gayri resmi temaslarda bulunacaklarını aktardı.
“Yeni bir müzakereci atamanın aciliyeti yok çünkü müzakere yok”
Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi ve müzakere heyeti üyesi Ergün Olgun’un görevinden ayrılması sonrasındaki süreç hakkındaki soruları da yanıtlayan Tatar, mevcut komitelerde hali hazırda çok değerli insanların çalışmakta olduğunu hatırlatarak, çok önemli bulduğu komitelerde bu çalışmaların devam edeceğini bildirdi.
Olgun’un 1 Kasım’a kadar görevine devam edeceğini, o tarihten sonra da bilgi birikiminden faydalanılması için haftalık olarak kendisiyle görüşmeye devam edeceğini bildiren Tatar, Ergün Olgun’un bugüne kadar yaptığı çalışmalardan dolayı minnettarlığını ifade etti.
Tatar, bu noktada yeni bir müzakereci atamanın aciliyeti olmadığını, çünkü müzakere olmadığını kaydetti.
Ercan Yeni Havalimanı’nın açılmasıyla birlikte yeni bir açılıma ilişkin ve doğrudan uçuşun yapılmasına yönelik bir beklentisi olup olmadığı sorusuna da cevap veren Cumhurbaşkanı Tatar, yakın dönemde bir beklentinin olmadığını ancak sürekli olarak özellikle İngiltere ile insan hakları çerçevesinde bu konularda görüştüklerini, kendilerini destekleyen milletvekilleri olduğunu belirtti.
Tatar, uluslararası teamül gereği Güney Kıbrıs’ın onayı olmadan böyle bir gelişmenin yaşanmasının mümkün olmadığını da söyleyerek, bu iletişim çağında bu duruşun yakışmadığını ifade etti.
“Böylesine bir yatırımla, hizmete uluslararası camia nasıl arkasını dönebilir? Burada bir yanlışlık var” diyen Tatar, bu yanlışlığın düzeltilmesi için çalışmalarına devam edeceklerini dile getirdi.
Tatar, Ercan Havalimanı’nın randımanlı ve potansiyelini yakalayarak faaliyetlerine devam etmesi temennisinde bulunarak, yeni havalimanıyla artan kapasiteye işaret etti ve artan kapasitenin çok sayıda turist gelmesine izin verdiğini, turist sayısının artırılmasıyla ülkenin ekonomik sıkıntılarına çare bulunabileceğini kaydetti.
Ercan Havalimanı’nın Türkiye Cumhuriyeti’ndeki havalimanlarıyla karşılaştırıldığında 5’inci sırada olduğunu da söyleyen Cumhurbaşkanı, “Bu büyük bir gurur meselesidir. Hayırlara vesile olsun” dedi.
28.07.2023 16:38:12