Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kanser Farkındalık ve Sağlıklı Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kanser Farkındalık ve Sağlıklı Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

LAÜ Öğretim Üyesi Perçinci, Kanser farkındalıkve sağlıklı beslenme konusuna dikkat çekti

 Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kanser Farkındalık ve Sağlıklı Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

“Dünyada ve ülkemizde tüm ölüm nedenleri arasında kalphastalıklarından sonra ikinci sırada kanser hastalığı gelmektedir”

Perçinci,  “Kanser hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması veya yayılmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Dünyada veülkemizde tüm ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada kanser hastalığı gelmektedir. Dünya SağlıkÖrgütü 2004 yılında 7,4 milyon ölümün kanser nedeniyle olduğunu ve eğer önlem alınmazsa bu sayının 2030 yılında 12 milyona ulaşacağını vurgulamaktadır. Tüm dünyada en sıkölüme neden olan kanserlerden ilk beşi sırasıyla akciğer, mide, kolon‐rektum, karaciğer ve meme kanserleridir”dedi.

 Perçinci açıklamasının devamında “Tüm ülkeyi temsil eden, ,sigara alışkanlıkları ve sigara ile mücadele kampanyasısonuçlarına göre 15 yaş üstü nüfusta sigara içme hızıerkeklerde %62,8, kadınlarda %24,3, ortalama %43,6’dır. 15‐18 yaş  grubu gençlerin sigara içme hızı %30 olarakbulunmuştur. Sigara bağımlılığı konusunda yapılanaraştırmalarda gençlerin çoğunluğu bu alışkanlığa 15‐20 yaşlarında başlamış olduğu gösteriyor. Yetersiz ve dengesizbeslenen, yeterince fiziksel aktivite yapmayan, sedanteryaşayan ya da  şişman olan bireylerde kanser riskiartmaktadır. Fazla yağlı gıdalarla beslenme tarzı kolon, uterus, prostat kanserine yakalanma riskini artırmaktadır. Fizikselaktivite yapmayan ve  şişman olan bireylerde ise meme, kolon, özofagus, böbrek ve uterus kanseri riski artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Bölgesine yönelikçalışmalarında “Herkes için sağlık” stratejisinde; sağlığailişkin yaşam biçimlerinin iyileştirilmesi, önlenebilir sağlıksorunlarının azaltılması, olumlu sağlık davranışlarınıngeliştirilmesi konularında ülkeleri yönlendirmektedir”dedi. 

 

 

Peçinci, bazı besin öğeleri ve kanser ilişkisini şöyleaçıkladı;  

 “Beslenme şeklimiz ve yediklerimiz kanser oluşumunuetkilemektedir. Günümüz yaşam tarzında gıda katkı maddeleribeslenmemizin bir parçası haline gelmiştir. Katkımaddelerinin bir kısmı kanserojen iken, bir kısmı da kanserojenlerin etkinliğini artırmaktadır. Kanserojen olanlarıngıdalarda kullanılmasına izin verilmemektedir. İzinverildiğinde bu etkileri bilinmiyor da sonradan anlaşıldı iseyasaklanmaktadır. Bazı sentetik katkı maddelerinin karaciğerkanserine neden olduğu yapılan deneylerle tespit edilmiş, bunun üzerine bu maddelerin gıdalarda kullanılmasıyasaklanmıştır. Kahve tüketiminin kanser ile ilişkisinideğerlendiren çalışmalar çelişkili sonuçlar vermektedir. Bu çalışmaların sonuçları incelendiğinde bazı kanserleringörülme sıklığı kahve tüketimine paralel olarak artmakta iken, bazı kanser türlerinde ise kahve tüketiminin koruyucu olduğusonucu ortaya çıkmaktadır. Probiyotiklerin ve prebiyotiklerinbirlikte kullanılması ile oluşturulan ürünlere sinbiyotikdenilmektedir. Sinbiyotik uygulama ile probiyotik bakterilerinyaşam süreleri uzar ve kolonda daha iyi kolonize olurlar. C vitamini bir serbest radikal giderici olarak sayılmaktadır ve C vitamini bakımından zengin gıda maddelerinin (örneğinturunçgil meyveler) yüksek oranda vücuda alınması, midekanseri insidansını azaltmada rol oynayabilmektedir.”

 Perçini, pişirme yöntemleri ve kanser ilişkisi hakkında şubilgileri paylaştı; 

  “Tüketilen besinlerin cins ve miktarlarının önemli olduğukadar, pişirme yöntemleri de önemlidir. Pişirme sırasındabesinlerde yararlı değişimler olduğu kadar, zararlı değişimlerde olmaktadır. Pişirme esnasındaki asıl amaç, yararlıdeğişimleri ortaya çıkarmak kadar, zararlı değişimlerden de uzak durmaktır. Gıdaların yanlış hazırlanması sırasında birçokzararlı bileşen ortaya çıkmakta olup, bunların bir kısmıkanserojen bileşiklerdir. Çevre kirliliği sonucu, sebze, meyveve deniz ürünlerinde dumanlama ile dumanlanmış gıdalardapişirme şekline göre, kızartma ve kavurma gibi gıdalarda vegıda işlemleri sırasında veya gıdaların kendi yapılarındapolisiklik aromatik hidrokarbonlar bulunur. Kızartmayağlarında gerçekleşen termal ve oksidatif reaksiyonlarnedeniyle, aynı yağın uzun süre kullanılması, o yağdakızartılan ürünlerin kabul edilebilirliğini ve besinsel değeriniolumsuz etkilemektedir. Oksidasyonla yağlarda aldehitler, ketonlar, hidrokarbonlar, alkoller, asitler, esterler ve aromatikbileşikler gibi uçucu bozulma bileşikleri oluşmaktadır. Kızartma yağlarını üç defadan fazla kullanmak yağınyanmasına sebep olur. Yanmış yağ kanserojenleriçermektedir. Barbekü, ızgara ve tavada kızartma gibi pişirmeyöntemlerinin mikrodalga ile pişirme ve haşlama/buğulamagibi pişirme yöntemlerine kıyasla heterosiklikaminoluşumunda daha etkili olduğu yapılmış çalışmalarda raporedilmiştir. Ayrıca antioksidan etkiye sahip bileşenlerce zenginbaharat ve bitki ekstraktları kullanımının da heterosiklikaminoluşumunu engellediği yapılan birçok çalışmada tespitedilmiştir.”


04.04.2021 17:11:00