Hakan Oran konuya açıkça yaklaştı
Aslen halkçılık anlamına gelen popülizm ideoloji bağlamında bir öteki veya düşman oluşturarak kendi destek kitlesini güçlendirmek ve mobilize etmek suretiyle kendi siyasal argümanlarını popülerleştirme yöntemidir. Ve Popülizm gündelik siyaset ve toplumda önemli yer edinen politik bir enstrümandır. Avrupa ülkelerinde “Avrupalılık” veya “yerlilik” kavramları üzerinden yabancı düşmanlığı çerçevesinde kimlik siyaseti güden partiler ile Güney Amerika’da zengin ve üst sınıf elitlere karşı “ezilen” halk kitlesini savunan ve mobilize eden anti-elitist siyasi parti veya liderlerin ortak özelliği popülist olmaları. Bir taraf sağcı ve faşist, diğer taraf ise solcu, Marksist ve Sosyalist ideolojiyi temsil ederken, her iki örnek de kendisinin “gerçek halk” olduğunu, kendisinden olmayanların ise yerli olmadığını ve gerçek halkın çıkarlarının aksine hizmet ettiğini iddia ediyor. Dolayısıyla, her iki marjinal politik akımı bir araya getiren ortak nokta elit karşıtlığı, yerlilik ve millilik söylemi. Bu nedenle, farklı sebeplerle ve sosyal dinamiklerle ortaya çıkmış olsalar bile, popülistlerin kullandıkları ana söylem, “gerçek halk” ile “öteki”nin kutuplaşması üzerine kurulu. Şimdi gelelim KKTC ‘ne. Bu memleketin Hastahaneye ihtiyacı var mı?Evet var. Yeni okul binalarına.Onada Evet Daha düzgün yollara,Kanalizasyona Düzenli çöp depolama alanlarınada ihtiyacı var. Yeni bir tiyatro binasına yeni bir Labaratuvara Daha çok ormana ,park alanlarınada ihtiyacı var ve halka hizmette yetersiz kalan, tel tel dökülen yıkık dökük duvarlarından boyaları sıvaları düşmüş insana yakışan daha konforlu olması gereken halka hizmet binalarınada ihtiyacı var tabii. Hatırlıyorumda Türkiyeden borularla su getirme projesi gündeme düştüğü günlerde bu su projesine karşı çıkanlar vardı.Eylem dahi düzenlemişlerdi. İnsan yaşamı için en birincil unsur olan su bu topraklara gelmesin diyorlardı. O günlerde Lefkoşa halkının çektiği çile hala aklımda. Çeşmelerinde tuzlu su akan vatandaşın ne sabunu nede şampuanı köpürüyordu.Çamaşır makinleri sık sık tamir istiyor,su basıncı yetersiz olduğundan su tesisatlarını yenilemek zorunda kalıyordu. Şimdi baklıyorum.Suya eylem yapanların evlerinde 24 saat kesintisiz su akıyor. Ben kullanmıyorum, tankerle getiriyorum diyenide açıkçası görmedim. Türkiye Cumhuriyetinin katkıları ile Pandemi hastahanesi 3 ay gibi kısa bir sürede inşaa edilirken burayı sel basacak diye bas bas bağıranlar olduğuda hala belleğimde tazeliğini koruyor. Açıkçası hem korkmuş hemde Hastahane yapımı için bu kadar yanlış bir yer nasıl tesbit edildi ?Niye uzman kişiler dinlenmedi ?diyede hayıflanıp kızmıştım. Son çare kış geçsin görelim demiştim. Kış geçti.Sonra bir kış daha. Hastahaneyi ne sel bastı nede su. Bu arada bu Hastahanede günlük ortalama 100 hasta tedavi olup sağlığına kavuştu. Şimdi %1.4 ü yapı %72.8i peyzaj yeşil alan %25.8 i yürüyüş ve koşu yollarından oluşacak bir projeye karşı çıkıyor ayni çevreler. Yapılmasın diyorlar. Bu çevreler ayni zamanda KKTC meclis binasına Rumun Dienellos sigara fabrikası diyerek sık sık dalga geçip itibarsızlaştıran kesimler. Ve gelin görün ki Türkiye Cumhuriyeti katkıları ile inşaa edilen Haspolat Hala Sultan ilahiyat kolejinin açılışını yapan ayni zamanda Hala Sultan camii ‘nin temel atma törenine katılanlarda onlar. Şimdi bu çevreler Türkiyenin kendi bütçesinden karşılayacağı para ile inşaa edilecek Cumhurbaşkanlığı ve Meclis hizmet binalarına karşı eylem yapıyorlar. Cumhurbaşkanlığı binasına Hizmet binası yerine ısrarla külliye diyerek halkı kışkırtıyorlar. Açıkçası Popülizm yapıyorlar.Nerden baksanız tezatlık. Tutar tarafı yok.İnanmayın kanmayın.