Eleştirdiğimizde yetkililerin kırıldığını, üzüldüğünü biliyoruz, ancak asıl amaç, sorunları dile getirip çözüm için adımlar atılmasını sağlamak olmalı.
Son dönemde, konteyner yapılar için harcanan 60 milyon TL’nin ülkemiz eğitim sistemine nasıl bir katkı sağlayabileceğini düşünmekten kendimi alamıyorum.
Bu kadar büyük bir miktar, neden kalıcı ve sağlam okullar inşa etmek için kullanılamadı?
Çünkü biz ülke olarak, daha iyiye gitmek zorundayız.
Eğitim, bir ülkenin geleceğini şekillendirir. Biz ise, konteynerlerde eğitim gören çocuklara üzülerek bakıyoruz.
Bu geçici çözümler, savaş ortamlarında belki mantıklı olabilir, ama bizim ülkemiz bu durumda değil.
Bizim geleceğe daha sağlam temeller atmamız gerekiyor.
Prefabrik yapılar sağlıklı olabilir, evet, ama bu yapılar savaş bölgelerine, geçici barınma alanlarına uygun olabilir.
Eğitim kurumları, kalıcı, güvenli ve modern olmalı.
Ülkemiz gerçekten çok güzel ve değerli bir noktada, ancak bu değeri koruyup yüceltmek bizim elimizde.
Eğitim altyapısı, bir ülkenin en büyük güvencesidir.
Okul binalarımız, modern bir ülkeye yakışan yapılar olmalı.
Şu anki görüntü ise aksini söylüyor.
Çocuklarımızın geleceği, bu geçici yapıların içine sığdırılamaz.
Elbette, bu tür sorunların çözümü zaman alacak.
Ancak sürekli "zamana ihtiyacımız var" demek, bizi bir yere götürmüyor.
Ne zaman bu zamanın geleceğini bilmeden beklemek, sadece sorunları daha da derinleştiriyor.
Sadece eleştirip durmak değil, çözüm yollarını konuşmamız gerekiyor.
Okul binalarının kalıcı, modern ve sağlıklı olması, bu ülkenin gelişimi için şart.
60 milyon TL konteynerlere harcanıyor ama aynı parayla sağlam, çağdaş okullar inşa edilemez miydi?
Eğitime yapılacak her yatırım, ülkenin geleceğine yapılan yatırımdır.
Ancak bu yatırımlar, geçici çözümlerle harcanmamalı.
Kalıcı, sürdürülebilir projelerle çocuklarımızın geleceğini inşa etmeliyiz.
Her geçen gün kaybedilen zaman, aslında kaybedilen gelecek demek.
Turgut Ergel
Gadara Medya Genel Yayın Yönetmeni