Türklerin Varosia'yı işgalinden herhangi bir "olumlu" var mı?
Varos'un neo-Osmanlı işgalinin uluslararası olarak kınanması, aslında geriye dönük bir hasar yönetimi olmasına rağmen, gerçekten olumlu bir gelişmedir. Ek olarak, bugün ve gelecek için en olumlu olanı, elbette sonuca göre değerlendirilen politikamızı anlamak amacıyla rasyonel bir gözden geçirme olacaktır. Bu bir kriter olarak, AB içinde yeniden birleşmiş bir devlet için izlenen politika sadece başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda artan kayıplar biriktiriyor.Yıllardır Türkiye ile anlaşmak için "Türkiye'nin uzlaşmazlığını azaltmak için koşulsuz görüşmelerde ısrar etmeliyiz", "Türkiye'yi ikna etmek için doğru argümanları kullanmak daha önemli", "Türkiye'de yaptırımlar" gibi çeşitli önerilerde bulunuldu. kendi başlarına bir son değildir" . Bütün bunlar yok oldu, çünkü Kıbrıs sorunu gibi bölgesel rekabetler Sultan'dan merhamet dilenerek ya da Türkiye'nin barışçıl İsveç olması için açgözlülükle çözülmez. Başarısızlığın ağırlığı altında, bu sefil politikanın şekillendiricilerinin şimdi…. belli belirsiz felsefe yapıyorlar, ancak en olumlu şey, içine kazıldığımız anlatıdan vazgeçmek olacaktır.
Ancak Türkiye'ye yaptırım uygulanamaması Avrupa Konseyi'nde bir muharebeyi kaybetmemizden kaynaklanmadı. Sadece savaş yoktu. Kıbrıs'ın neredeyse yarısına sahip olan Türkiye, ulusal imha ile tehdit edildiğinde ve temel egemenliği ihlal ettiğinde, savaş Almanya gibi ortakların "iyi niyetleri" ile sınırlı değil, mümkün olan tüm baskıları uygulama konusunda katı kalıyorsunuz.
Tipik olarak, ABD Dışişleri Bakanı'nın şimdi belirttiği gibi, Varosi'deki yerleşim Ekim 2020'de başladı, ancak Başkan Anastasiadis (Başbakan Miçotakis ile birlikte) Haziran 2021'de "gerginliğin azaltılmasından" duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Bu arada, Erdoğan Kıbrıs'tayken "Kıbrıs sorununa çözüm ihtiyacı" hakkında konuştu. Şimdi "çözüm istiyorum" diyen herkes Erdoğan'la aynı çizgide olup olmadığını netleştirmeli… Her türlü çözümün destekçisi olarak "çözüm".
Türk yayılmacılığı, Türk dış politikasını üreten ve kararlarla ele alınmayan askeri güç dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Bugün olabilecek en olumlu şey, masalları bırakıp, Türk canavarının aynı anda zayıflaması ile birlikte, tüm güç bileşenlerinin güçlendirilmesini gerektiren caydırıcılığın rasyonelleştirilmesine devam etmektir.
Sorunlara barışçıl bir çözüm bulma umuduyla, Türk canavarının aynı anda zayıflamasıyla.
Kostas Mavridis, MEP DIKO (S&D), Akdeniz Siyasi Komitesi Başkanı
