Merkezi cezaevinden bizlere ulaşan mahkumlar içerde yaşadıklarını anlattı. Mahkumların iddalarına göre.
Merkezi Cezaevi’nde cezalarını çekmekte olan mahkûmların Gadara Medya ulaştırdığı mektup şu şekilde:
Yüce milletimize ve değerli devlet büyüklerimize…
“Bizler Merkezi Cezaevi’nde yatmakta olan mahkûmlar olarak bu metni kaleme almaktaki yegâne amacımız; Yeni yapılan yüksek güvenlikli cezaevine geçiş sürecine başlanan bu dönemde, şartların ve koşulların daha ağır olmasından dolayı hali hazırda yürürlükte olan 6/5 ceza infaz yasasının yerine, eskiden yürürlükte olan 6/4 ceza infaz yasasının ve bu yasa kapsamında olan tüm hakların (özel vb. bağışlamaların) geri getirilmesi talebidir.
Çünkü; yeni yapılan cezaevinin insani koşullar açısından mevcut olan eski cezaevinden katbekat daha iyi olduğu konusunda zerre şüphemiz yoktur. Fakat yeni cezaevi için Avrupa standartlarında olduğu söylense de tamamen Türkiye koşullarına inşa edilmiş ve donatılmıştır. Türkiye’de bu tip cezaevlerinde başta terör ve benzeri ağır suçlar işlemiş insanlar tutulmaktadır. Bu suçlara bakıldığı zaman vatanına ihanet etmiş, devletine başkaldırmış, askerimizin ve polisimizin şehit olmasına sebep olup birçok aileyi ömür boyu yaşayacağı derin acılara mahkûm etmişlerdir. Aldıkları cezalar standart aşamalarda olup çekmiş oldukları cezaların infaz yasası biz KKTC mahkûmlarının infaz yasasına göre daha hafiftir.
Bizler, başta milletimizden olmak üzere, değerli devlet büyüklerimizden bizleri fark etmelerini ve bizleri teröristlerle bir tutmamalarını rica ediyoruz.
2019 yılında başlayıp tüm dünyayı yaklaşık 3 yıl etkisi altına alıp milyonlarca insanın sağlığına etki eden ve bir o kadar ölüme sebep olan Covid-19 pandemi sürecinde dünyanın birçok ülkesinde mahkûmlara af çıkarılmış, mahkûmlara bu vesile ile ikinci bir şans tanınmış ve onları topluma kazandırmak adına atılım yapılmıştır. Çok uzağa gitmeye gerek yok, adamızın diğer yarısında Rum yönetimi yılda en az bir kez af çıkarmaktadır. Anavatanımız olan Türkiye yine aynı dönemde cezasının 3/1’ini tamamlamış olan 94 bin mahkûmu tahliye etmiş, Açık Cezaevlerinde kalmakta olan mahkûmları da ev iznine göndermiş, kalan cezalarını ailelerinin yanında çekmelerine ve hayata yeniden tutunmalarına olanak sağlamışlardır.
Bizim ülkemizde ise aynı süreçte 3/1 Şartlı Tahliye Yasası çıkarılmış ve bu yasa ile Şartlı Tahliye Kurulu karşısına çıkarılan mahkûmlardan sadece torpillilerin faydalandırıldığı bir dönem yaşanmış olup, kurul karşısına çıkarılan mahkûmlar tabir-i caizse yeniden yargılanarak mahkemelerde bile karşılaşmadıkları sorgulamalara maruz kalmışlardır. Neden RET aldıklarını bilmeden hatta sorma şansı bile tanınmadan apar topar koğuşlarına gönderilmişlerdir.
Her insan hata yapabilir, herhangi bir zamanda umulmadık bir anda gaflete düşebilir ve özgürlüğünü kaybedebilir. Önemli olan yapılan hatalardan ders çıkarmak ve adına acı tecrübe denilen bu dönemlerden yepyeni bir başlangıca geçiş yapabilmek, daha dengeli ve sağlam adımlar atmaktır.
Bizler Merkezi Cezaevi mahkûmları olarak siz değerli devlet büyüklerimizden AF dilenmiyoruz, 3/1 Şartlı Tahliye Yasası da istemiyoruz. Bizlerin sizlerden istediği eski ceza infaz yasasının tekrardan masaya yatırılması, gözden geçirilip yürürlüğe konmasıdır.
Umarız kaleme almış olduğumuz bu metin ile yüce milletimize ve değerli devlet büyüklerimize yaşamış olduğumuz süreçleri bir nebze olsun anlatabilmişizdir.
Yeniden tekrar etmek ve altını çizerek belirtmek istiyoruz ki bizler de birer insanız, bizlerin de aileleri, bambaşka hayatları ve hayalleri var. Onlara olan hasretimiz ve kavuşma arzumuz umutlarımız diri tutuyor. Bizler teröristlerle bir tutulmak istemiyoruz. Daha insani bir ceza infaz yasası ile cezalarımızı tamamlayıp, ulusumuza ve ocağımıza daha faydalı birer birey olarak özgürlüğümüze kavuşmak istiyoruz.
Sesimizi duyurmak adına bugünden itibaren süresiz olarak açlık grevine başlıyoruz ve bu grevi Sayın Başbakanımız ve Sayın İçişleri bakanımız ile görüşünceye kadar sürdüreceğimizi belirtmek istiyoruz.”
“Zor günler birlik olunca aşılır, hak verilmez alınır”
