• Döviz
  • Eziç
  • Alpcans
  • Sosyal güvenlik
  • oral güvenlik
  • oral güvenlik
  • Vakıflar bankası
  • Orange mall
  • Oşan Ltd
  • Süleymanlar Auto
HABERLER Haber Girişi : 07 Mart 2025 17:46

Nazlı ve Piro'dan ortak çağrı: Şüpheli kadın ölümleri soruşturulmalı!

Nazlı ve Piro'dan ortak çağrı: Şüpheli kadın ölümleri soruşturulmalı!
Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Cansu N. Nazlı ve Baraka Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Piro, şüpheli kadın ölümlerinin etkin soruşturulması gerektiğini vurguladı.

Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturulmasında polisin eksikliklerinin olduğunu vurgulayan Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi üyesi Cansu N. Nazlı, Akile Nacisoy’un ölüm sebebinin intihar değil cinayet olduğunun anlaşılması, şüpheli kadın ölümlerinin her zaman cinayet olabileceği endişesiyle, polis tarafından etkin soruşturulması gerektiğini göstermektedir dedi.

scala

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan’ın moderatörlüğünde, Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Cansu N. Nazlı ve Baraka Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Piro, Emeğin Gündemi programına katılarak “8 Mart ve Kadın Özgürleşmesi Mücadelesi” konu başlığını irdelediler.

Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Cansu N. Nazlı programda yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde bir gece kulübünde 25 yaşında ölü bulunan kadının intihar ettiğine dair söylemlerin dolaştığını, daha önce de ayni şekilde gece kulüplerinde intihar denilen şüpheli ölümlerin yaşandığını söyledi. Bununla beraber gece kulübü dışında da kadınların yaşadığı evde intihar ettiğine ilişkin çeşitli şüpheli kadın ölümlerinin yaşandığını belirtti. Yıllar önce yaşanan Akile Nacisoy’un ölümünü hatırlatan Nazlı, öldükten 6 ay sonra intihar değil öldürülmüş olabileceğiyle ilgili tahkikat sürecinin tekrar başlatılmasıyla, aslında intihar değil kocası tarafından öldürüldüğünün anlaşıldığını aktardı.

Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturulmasında polisin eksikliklerinin olduğunu vurgulayan Nazlı, Akile Nacisoy’un ölüm sebebinin intihar değil cinayet olduğunun anlaşılması, şüpheli kadın ölümlerinin her zaman cinayet olabileceği endişesiyle, polis tarafından etkin soruşturulması gerektiğini göstermektedir dedi. Bu sebeple geçtiğimiz gün intihar ettiği söylenen 25 yaşındaki kadının ölümünün etkin bir şekilde soruşturulması gerektiğinin altını çizdi. Yabancı ve gece kulübünde çalışan bir kadın olduğu için soruşturmanın savsaklanmasından endişe duyduğunu dile getiren Nazlı, bu konunun takipçisi olacaklarını belirtti.

“GECE KULÜPLERİ KAPATILMALI”

Gece kulüplerinde seks işçiliği değil, seks köleliği yapıldığını yıllardır dile getirmeye çalıştıklarını anlatan Nazlı, kadınların pasaportlarına el konularak çalıştırıldığını, kilit altında tutulduğunu ve borçlandırılarak çalıştırıldığını söyledi. Bağımsızlık Yolu olarak, gece kulüplerinin kapatıldığı takdirde seks kölesi olarak çalıştırılan kadınların özgürleşebileceğine inandıklarını söyleyen Nazlı, bu yüzden gece kulüplerinin kapatılmasının tek çare olduğunun altını çizdi.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin kendi sınırları içerisindeki gece kulüplerinin lisansını yenilemeyerek kapatılması için fiili bir durum yarattığını hatırlatan Nazlı, bugün hala daha Lefkoşa sınırları içerisinde gece kulübü faaliyetinin olmadığını söyledi. Gece kulübü sahiplerinin bu konuyu Yüksek İdare Mahkemesine de taşıdığını ve Lefkoşa Türk Belediyesi lehine karar çıktığını da sözlerine ekledi. Belediyelerin de gece kulüplerinin lisansını yenilemeyerek veya iptal ederek bu faaliyeti belediye sınırları içerisinde durdurabileceğini belirten Nazlı, Yüksek İdare Mahkemesi kararı olduğu için de hukuki bir sorun yaşamayacaklarını söyledi. Nazlı, bu konunun sadece devletin görevi değil yerel yönetimlerin de görevi olduğunu ve bu tarz kararları kadın özgürleşmesinden yana olan belediyelerden de beklediklerini söyledi. Ceza Yasasında fuhuşa aracılık etmenin suç olduğuna değinen Nazlı, gece kulüplerinin kapatılmasının kesinlikle yasal zemini olduğunu bir kez daha vurguladı. Nazlı, kadınların değil kadınların bu işi yapmasına aracılık edip bundan gelir elde edenlerin suç işlediğini söyledi.

“EMEKÇİ KADINLAR ÖZEL OLARAK DAHA FAZLA AYRIMCILIĞA UĞRUYOR VE SÖMÜRÜLÜYOR”

Emekçi kadınlarla ve emekçi erkeklerin ortaklık ve çıkarlarının, zengin üst kesim kadınlarla, emekçi kadınlarınkinden daha ortaktır diyen Nazlı, sınıfsal boyutun önemine vurgu yaptı. Emekçi kadınların özel olarak daha fazla ayrımcılığa uğradığını ve sömürüldüğünü söyleyen Nazlı, ev içi emekle bitmeyen mesainin varlığına dikkat çekti. Nazlı, modern toplum olduğumuzu iddia etmemize rağmen birçok evde yemek, çamaşır bulaşığın, çocuklarla ilgilenmenin hala daha kadınların üzerinde olduğunu dile getirdi. Kamusal kreşleri ve çamaşırhanenin, kolektif mutfakların varlığının önemine değinen Nazlı, hem kadınlar için eşitliğin sağlanması açısından hem de ekonomik ve ekolojik olarak önemini belirtti.

Özel Sektörde Sendikalaşmanın Yok Denecek Kadar Az Olması Sebebiyle, İşten Çıkarılan İlk Kadınlar Oluyor

Özel sektörde sendikalaşmanın yok denecek kadar az olması sebebiyle işten çıkarılmalarda ilk gözden çıkarılanların kadınlar olduğunu söylene Nazlı, pandemi döneminde bunun çok keskin bir şekilde yaşandığını söyledi. Kadınların hamile olduğu veya hamilelik iznine çıkacağı zaman işten çıkarılmasının rutinleşmiş bir şey olduğunu hatırlatan Nazlı, kadınların hamileyken işten çıkarılmasının yasaklanması gerektiğinin altını çizdi. Her iki ebeveynin de kullanabileceği ebeveynlik izninin olmaması, kadınların işten atılma sebeplerinden biridir diyen Nazlı, uzun süre işten uzak olacağı için kadınların işten daha kolay çıkarıldığını belirtti. Sendikasız çalıştırılmanın yasaklanmasını savunduklarını dile getiren Nazlı, genel bir talep gibi görünse de kadın özgürleşmesi açısından önemli bir talep olduğunu vurguladı.

8 Mart’ın çiçekle hediyeyle kutlanacak bir gün olmadığın geçmişte çok anlatmaya çalıştıklarını dile getiren Nazlı, 8 Mart’ta her yıl olduğu gibi bu yıl da sokakta olacaklarını ve kadın özgürleşmesi için mücadeleyi ve taleplerini yükselteceklerini belirti.

PİRO: İSTER İNTİHAR İSTER CİNAYET OLSUN SORUMLUSU DEVLET VE HÜKÜMETTİR

Baraka Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Piro, Emeğin Gündemi programında yaptığı açıklamalarda, gece kulübüne çalışmaya gelen kadınlar için, “buraya gelirken ne iş yapacaklarını biliyorlardı” denildiğine dikkat çekerek, öyle bile olsa kadınların oradaki çalışma ve yaşam koşullarının ne olduğunu dışardan bu cümleleri kuran kimsenin bilmediğini söyledi. Bu kadınların yaşam ve çalışma koşullarını halkın bilmediğini ama devletin bildiğini vurgulayan Piro, Baraka Kültür Merkezi olarak bu yaşanan ölümün ister intihar ister cinayet olsun sorumlusunun devlet ve hükümet olduğunu belirtti. Kadınların adaya konsomatris olarak geldiğinin devlet tarafından bilindiğini ifade eden Piro, getirilen her kadın üzerinden de devletin yüzdelik vergi aldığını söyledi. Kadınların bulaşıcı hastalıkları var mı diye rutin testlerin de yapıldığını hatırlatan Piro, o zaman kadınların ne iş yapmaya mecbur bırakıldığını devletin çok iyi bildiğini anlattı. Ölüm sebebi intihar olsa bile, neden o kadın intihara sürüklendi, ne yaşadı ne yaşandı, yaşam koşullarını kim denetler şeklinde sorular yönelten Piro, iş yeri sahibi, çalışanları ve gelen gideni soruşturulacak mı tüm bunların takipçisi olunması gerekiyor dedi.

“KADINLAR BEDENİYLE, EMEĞİYLE VE YETENEKLERİYLE GÖRMEZDEN GELİNİYOR”

Turizm

Muhafazakarlaşma politikalarından daha önce, kadın özgürleşmesinin önünde ataerkil sistemin varlığını hatırlatan Piro, sorunun kadınların bedeniyle, emeğiyle ve yetenekleriyle görmezden gelinmesi olduğunu söyledi. Muhafazakarlaşmanın artmasıyla kadınların daha fazla kapılar ardına kapatılmaya ve görünmez kılınmaya çalışıldığını söyleyen Piro, bunun hayatın her alanında hissedildiğini, küçücük çocukların kitaplarında bile dini gerici, kadını ikinci plana iten konuların işlenmeye çalışıldığını ifade etti. En büyük mücadeleyi emek ve sınıf mücadelesi olarak vermemiz gerektiğini anlatan Piro, bu toplumda birlikte yaşadığımızı ezen ve ezilen sisteminin devam ettiği sürece, tek tek kurtuluşun gerçek kurtuluş olmayacağını belirtti. Geçim derdi yaşanırken kadının sosyalleşmesi veya kültürel faaliyetlerde bulunmasının zorluğuna değinen Piro, kamusal, ücretsiz sanat aktivitelerinin gerekliliğinden bahsetti. Piro, eğitim, sağlık, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçları karşılarken kültürel faaliyetlere, ne zaman ne de maddi gücün kaldığını, bizleri esas besleyecek kültürel ve sanatsal faaliyetlerden ister istemez uzaklaşıldığını söyledi.