"Yenidoğan krizini unutturmaya çalışıyorlar 'lütfen siz oyuna gelmeyin" diye telkinde bulunuyor vatandaşlar.
Şöyle söyleyeyim; isteyen cin ali serisi gibi hergün yazarız desin, dileyen de takdir etsin.
Sağlık sistemi ile ilgili hükümet ayağını denk almadıkça biz yazmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Sağlık Bakanı sanmasın ki, Meclis krizleri bize yenidoğan krizini, bebeklerin öldürülmesi gerçeğini, bunu film gibi gizlediklerini ve polisi yönettiklerini, hemşireleri kurban ettiklerini, istifa etmediklerini, Başhekimin halen daha o servisi yönettiğini unutturacaklar!
Dün Tabipler Birliği açıkladı; sağlığa yine bütçeden çok az bir pay ayrılmış!
Hükümet halen akıllanmıyor!
Bu ülkede en büyük pay sağlığa ayrılmalıyken, halen sağlığa yetersiz bütçe ayrılması demek, herkesin hayatıyla oynamaları demektir.
Ve sadece Başbakan ve ötekilerin YDÜ'ye kalkıp giderek hayatlarını güvence altına almaları demektir.
"2025 bütçesindeki yüzde 9.4 sağlık payı ile sağlıkta iyileşme mümkün değildir" dedi Tabipler Birliği.
Bu oran, 2024 yılına göre yalnızca %0,6’lık bir artış anlamına gelmektedir.
1 yılda hayat ne kadar pahalılaştı ve sağlığa ayrılan pay geçen yıl ki ile ayni kaldı.
Geçen yıllarda zaten sağlığa ayrılan bütçe yetersizdi. Bu sene bu hayat pahalılığıyla aynı miktarla nasıl yetinilebilecek?
Etil alkolün ucuz olsun diye bavurilerde alındığı; hastane acillerinde personellerin kullanabileceği, peçete, pamuk, sabun bulunmadığı, hasta yakınlarından ihtiyaç malzemelerinin istendiği dönemler düzeltileceğine; sağlık sektörü daha da kötüye götürülmeye çalışılıyor demektir.
Hükümet yetkililerine sesleniyorum; aklınızı başınıza toplayın, sağlığı düzeltin, toparlayın, iyileştirin, güçlendirin!
Bakanlıkların bütçesinden kesin, Sağlık Bakanlığı'na aktarın.
Elzem çalışılan bölümlerde personellere günde en az 1 kez sıcak yemek çıkmalı! Karnı aç bir hemşirenin, doktorun, aklı ne kadar çalışabilir?
Vardiya usulü çalışan personellerin sobaları, klimaları, atıştırmalık yiyecekler ve besleyici gıdalar hastanelerde bulundurulmalı!
Vardiya usulü demek evi gibi gece gündüz kalması demektir.
Bakanlığa sesleniyorum; bakanlık olarak hastane personellerinin her türlü ihtiyacını görmek ve gidermekle mükellefsiz. Motivasyonlarını yüksek tutmak zorundasınız. Çünkü hayat kurtarmak gibi bir görevleri var. Ve iyi şartlarda, mutlu, huzurlu refah içinde çalışmalılar.
Bakın açık ve net söylüyorum. Hiçbir elzem durumu olmayan, 15.30'da memurların evine gittiği dairelere, gönderilen tüketim malzemeleri çok lüzumsuz! O kadar fazla geliyor ki israfa giriyor!
Kes kardeşim devlet dairelerindeki bu sınırsız musluğu, aktar elzem yerlere, hastanelere, itfaiyelere ve polise!
Devlet dairelerine gönderilen ambalajlı temizlik malzemeleri o kadar fazla ki, memurlar gerektiğinde evlerine de götürüyor. Klimalar sobalar, nasıl olsa devlet ödüyor diye, kapılar açıkken dahi hiç kapanmıyor!
Memurlar ve işçiler evlerine ve gezmelerine devlet araçlarıyla, devlet yakıtlarıyla gidip geliyor.
Kesin kardeşim bu bolluğu dairelerden, aktarın elzem kurumlara!
Sıkın diğer daireleri, aktarın elzem kurumlara.
Bu durum zaten bütçenin ne denli doğru orantılanamadığını gösteriyor!
Elzem olmayan kurumların ve dairelerin bağlı olduğu bakanlıklar ile hastanelerin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı'nın bütçesini aynı tutamazsınız.
Dairelere, şubelere gönderilen malzemeler lükse girerken, elzem hastanelerde personellerin pamuk, peçete ve tuvalet kağıdı bulamaması ancak bir KKTC gerçeği olabilirdi.
Sağlığın bütçesini artırın! Sağlıkçıları tüketmeyin, halkın canıyla oynamayın!