Ne yazık ki ülke olarak artık hangi sorunu “yaşamayız” desek, her birini birer birer yaşıyoruz.
Acısı iliklerimize işleyen, toplumun vicdanında derin yaralar açan olaylar her geçen gün daha da artıyor.
Son olarak, yalnızca 20 günlük bir bebeğin hayattan koparılması, ülkenin dört bir yanında öfke ve üzüntüyle karşılandı.
Bu olayın, başta aile olmak üzere tüm toplumdan gizli tutulmaya çalışılması ise acıyı daha da derinleştirdi.
Her zamanki gibi “soruşturma devam ediyor, bekleyiniz, çözüyoruz” gibi ifadelerle geçiştirilen bu tür açıklamalar artık kimseyi tatmin etmiyor.
Hayatını kaybeden bebeğin ailesi ve tüm toplum, samimi, net bir açıklama bekliyor. Sorumluların ortaya çıkmasını, hesap vermelerini istiyor.
Bu noktada, sahte öğrenci taşımacılığı, sahte doktor, sahte yargı gibi olaylarla yüzleşmiş olan ülkemizin, bu olayda da gereken adımları atmasını umut ediyoruz.
Yitip giden bir canın sorumluluğunun, sahtecilik ve ihmallerle dolu düzenin gölgesinde kalmasına göz yummamalıyız.
Artık gerçekten de sözün bittiği yerdeyiz.
Üzgünüz, acılıyız, ama aynı zamanda sorumluluk bekliyoruz.