Ürün Solyalı, bütçe rakamının geçen yıla kıyasla epey fazla göründüğünü ama enflasyon kurumundan hayat pahalılığının yüzde 34 olarak beklendiğini ancak yüzde 37 olarak açıklandığını ifade etti.
Bütçeyi yaparken öngörülemeyen işlerin olduğundan bahseden Solyalı, 35 milyarlık bir bütçenin ortada olduğundan belirtti.
“DAR GELİRLİYİ DAHA GÜZEL BİR NOKTAYA TAŞIYABİLMEK ADINA BİR BÜTÇE YOKTUR”
Bu bütçenin sosyal adalet için, dar gelirliyi daha güzel bir noktaya taşıyabilmek, polise veya mahkemelere yatırım yapılabilecek düzeyde olmadığına dikkatleri çeken Solyalı, “Böyle bir bütçe yoktur ve ayrılmamıştır, sadece memur maaşı ödenebilir” dedi.
Rakamların önemli olduğunu ama alım gücünün daha da önemli olduğunu söylediklerine vurgu yapan Solyalı, asgari ücretin kaç olsun sorusunun ortada olduğunu ama bunun yalnız bir soru olduğunu ifade etti.
“4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AÇLIK SINIRI GÜNLÜK 400 TL”
Solyalı, “Asgari ücret yüzde 37 arttı ama 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı günlük 400 TL’dir buda sadece hayati tüketim maddeleri içindir” dedi.
Düşük ve orta gelirlilerin bu paketin içinde desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Solyalı, devletin ekonomik hayat döngüsü ile ilgili bir çalışması olmadığını söyledi.
“BÜTÇE RAHATSIZ EDİCİ VE TOPLUMLA DALGA GEÇİCİ”
“Bütçe rahatsız edici ve toplumla dalga geçici” diyen Solyalı, sadece memuru ödemenin ve gerisine bakmamanın kendisini rahatsız ettiğinden bahsetti. Hayatın ucuzlaması gerektiğini kaydederek, öneri verdiklerini ancak ilgilenmediklerini ifade etti.
Tüccarlar için bir sınır belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Solyalı, temel tüketim için kar marjını denetlenmesi gerektiğini ve böylece marketlerin ucuzlaması gerektiğini anlattı.
"DENETLEYEMEYİZ LAFI AYIP BİR SÖYLEMDİR”
“11 bin 800 TL maaşla alım gücü de yükselsin bir katkı koyun...” diyen Solyalı, devletin ‘biz denetleyemeyeceğiz’ dediğinden bahsetti. Solyalı, personel eksikliğinin birçok kurumda olduğunu ama ‘denetleyemeyiz’ lafının ayıp bir söylem olduğunu kaydetti.
Solyalı, devletin denetim kadrolarını artırması gerektiğine dikkatleri çekti.
"DAR GELİRLİYE KATKI KOYALIM VİZYONU YOKTUR”
“Dar gelirliye katkı koyalım vizyonu yoktur” ifadelerini kullanan Solyalı, bankaların pandemi ve sonrasındaki kar marjının mekez bankası raporlarından görülebildiğini, bu alanlarda dahi alınan kredilerin yüzde 30’unun geri dönmediğini kaydederek bunun sosyal patlama getireceğini söyledi.
“BİZ HİBE PAKEDİ İSTİYORUZ”
UBP hükümetinin birçok sefer kredi pakedi açıkladığını dile getiren Solyalı, “Biz hibe paketi istiyoruz” dedi.
Rum tarafından KKTC’ye önerilen ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ adlı pakede işaret eden Solyalı, “Ben olsam bende altını imzamı atmazdım ama bir çalışma yapardım” dedi.
Solyalı, Eğer doğru zemine oturursa bu paketin içindeki Ercan ve Mağusa Limanı ile ilgili önermelerden 2.1 milyar euro kazanç elde edilebileceğinin altını çizerek, bunun nasıl bu kadar dar bir dönemde göz ardı edildiğini sorguladı.
“ORTAYA KOYULAN VİZYONUN BAŞLIKLARI İLE İLGİLİ BİR DERDİM VAR”
Cumhurbaşkalığı danışmanlarının açıklanması ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Solyalı, “Ortaya koyulan vizyonun hangi başlıklarda olduğu ile ilgili bir derdim var” dedi.
Solyalı, “Cumhurbaşkanlığı’nda AB ile ilişkiler için özel bir danışman var mı? Dünya bankası ile görüşecek bir danışan var mı?” sorularını sordu.
“CEVABINI BİLDİĞİMİZ SORULARI SORMAK İSTEDİK”
“Tek derdi Türkiye’den bir kürsü tutup Kıbrıslı Türkler’i şikayet etmek mi? Veya seçim günlerinde önemli köşelerde UBP’nin borozanlığını mı yapmak?” diyen Solyalı, cevabını bildikleri soruları sormak istediklerinden bahsetti.